38,4753$% -0.03
43,9235€% 0.03
51,4159£% -0.61
4.047,28%-1,40
3.275,54%-1,25
9.140,38%-0,92
Mintez ŞİMŞEK – MEB İLKSAN Genel Müdürü
TURAN BİRLİĞİNİN İLK RESMİ SİLAHLI KUVVETİ
KAFKAS İSLAM ORDUSU VE BAKÜ FATİHİ NURİ(KİLLİGİL) PAŞA
Anadolu Coğrafyasını Asya’ya bağlayan en önemli kapılardan birisi olan Kafkasya Bölgesi, her dönemde Osmanlı Cihan İmparatorluğunun dikkatini celbetmiş, özellikle Osmanlıya sınır komşuları olan Türk Hanlıklarına (Revan, Karabağ ve Nahçıvan) ait topraklar, İran ve Osmanlı İmparatorluğu arasında çeşitli savaşlara ve mücadele üstünlüğü harekatlarına sahne olmuştur.
Bölgenin Osmanlı İmparatorluğu nezdindeki önemine binaen Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra ilk defa bir Osmanlı padişahı (IV. Murad) şark seferine çıkmış, Revan Seferi olarak bilinen ve 29 Mart 1635 tarihinde Üsküdar sırtlarından başlayan bu sefer, 8 Ağustos 1635 tarihinde Revan’ın fethi ile neticelenmiş, Kafkaslarda ki Türk hakimiyeti, IV. Murad’ın Revan zaferi ile perçinlenmiştir.
18. Yüzyılın sonlarına doğru bu mücadeleye yeni bir aktör dahil olmuş, Kırım’ın Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) ile Osmanlı Hakimiyetinden çıkmasından itibaren, Kafkas bölgesi Çarlık Rusyası açısından hedef bölge haline gelmiş, Rusya’nın 1801 yılında Doğu Gürcistan’ı işgal etmesinden sonra ise Kafkas Türk Hanlıkları ve tüm doğu Anadolu, Rus tehdidini derin bir şekilde hissetmeye başlamıştır.
Rusya’nın Kafkasya bölgesine girdiği 19. Yüzyılın başlarından itibaren Ermeniler, Rusların bölgedeki doğal müttefiki olarak kabul edilmiş, Rusların özelikle Kafkas Türk-Müslüman toplumuna karşı sürdürdüğü işgal ve kırım harekatlarında, silahlandırılmış yerel Ermeni nüfusu; istihbarat, çetecilik ve milis kuvvetleri faaliyetlerinde bilfiil kullanılmıştır.
19. Yüzyılın hemen hemen her döneminde gerek Kafkasya gerekse de Doğu Anadolu Bölgesi Rusların işgal ve kırım harekatlarına maruz kalmış, yüzyılın sonlarında “hasta adam” olarak nitelendirilen Osmanlı İmparatorluğu, sosyo-ekonomik sıkıntılar ve imparatorluğun hemen her bölgesinde ki isyan hareketleri nedeni ile 18. Yüzyılın sonları ve 19. Yüzyılın başlarında, Kafkasya bölgesinde doruğa çıkan Rus-Ermeni zulmünü önlemede maalesef yetersiz kalmıştır.
8 Mart’ta Ankara sokaklarında kadın sesi!